Alt yüz ve boyun gençleştirme ameliyatlarında iki temel noktaya odaklanıyoruz ki bunlardan biri çene kontürünün tekrar eski haline getirilmesi diğeri ise çene boyun açısının daha keskin bir hal almasıdır.
Bu ameliyat; bazılarınızın bugüne kadar denediği ancak sonuç alamadığı , cihazlarla yapılan veya iple askılama gibi ameliyatsız yüz gençleştirme yöntemlerinden farklı olarak; sizlere hem etkili hem de kalıcı sonuç sunar.
Genel anestezi ile gerçekleştirdiğimiz bu ameliyatı ortalama 3 ila 4 saat arası bir sürede tamamlıyoruz. Genellikle 1 gün hastanede kalış öneriyor ve ertesi gün ameliyatta uyguladığımız bandajları çıkarıp taburcu işleminizi gerçekleştiriyoruz.
Alt yüz ve boyun bölgesi ameliyatlarından sonra, giriş noktamız kulak önü ve arkasından, yani saçlarla kamufle edilebilen bir bölgeden olduğu ve de morluk ve şişlik çok fazla olmadığı için iş ve sosyal hayata birkaç gün içerisinde rahatlıkla dönebilirsiniz.
Sterilizasyon kurallarının en üst seviyede uygulandığı bir hastane ameliyathanesinde genel anesteziyi tercih ediyoruz.
Modern ve yeni anestezi uygulamalarında; kısa etkili, yan etki oranları düşük anestezi ilaçlarının kullanılıyor olması genel anestezi ile ilgili yersiz korkuları ortadan kaldırıyor. Ayrıca yeni jenerasyon ilaçlar sayesinde ameliyat sonrasını oldukça konforlu geçirebiliyorsunuz.
Eğer sadece kulak önünden girerek jowl deformitesini gidermek için alt yüze yönelik bir gençleştirme ameliyatı yapacaksak ortalama 2,5-3 saatte ameliyat tamamlanabiliyor, eğer beraberinde boyun bölgesine de bir gençleştirme ameliyatı yapacaksak bu süre 4-5 saati bulabiliyor.
Alt yüz ve boyun bölgesi için yaptığımız gençleştirme ameliyatları için 1 gece hastanede kalış süresini öneriyoruz.
Ameliyat sırasında kanamayı azaltmak için kullandığımız lokal anestezik sıvı enjeksiyonu, aynı zamanda hemen ameliyat sonrası ağrı hissetmenizi de engelliyor. İlerleyen saatlerde ise herhangi bir ağrı şikayetiniz olursa ağızdan alınabilecek ağrı kesiciler yeterli geliyor.
Her ameliyat sonrasında olduğu gibi, kanama ve enfeksiyon olası komplikasyonlar arasında sayılsa da, ameliyat sırasında titiz bir cerrahi teknik kullanılması , kanama kontrolünün doğru ve yeterli biçimde yapılması kanama , enfeksiyona karşı koruyucu görev görmesinden ötürü yüksek kan dolaşımı, enfeksiyon ihtimalini büyük oranda ortadan kaldırıyor.
Bu ameliyatta oluşmasını istemediğimiz en önemli komplikasyon, mimik kaslarımıza giden sinir dallarının ve tükürük bezi kanalının yaralanmasıdır. Bu riskler, son yıllarda anatomik yaklaşım içerisinde gerçekleştirdiğimiz ameliyatlar sayesinde oldukça düşük oranlarda görülmektedir.
Şişlik ve morluğun miktarı kişiden kişiye değişmekle birlikte, ameliyat sonrası bu bölgeye soğuk tatbiki bu durumu büyük ölçüde azaltmakta, birkaç gün içerisinde rahatlıkla sosyal ortama girilebilir hale gelmektesiniz.
Ameliyatta kullandığımız dikişler kendiliğinden eriyebilen dikişler olduğu için dikiş almaya gerek kalmıyor, bazen güvenlik amaçlı birkaç adet erimeyen dikişler koyabiliyoruz ki, bunları 1 hafta sonra alabiliyoruz.
Bu süre kişiden kişiye değişmekle beraber 3–4 gün sonra rahatlıkla dönebilirsiniz.
İşe ve sosyal hayata dönüşü belirleyen şey yüzünüz değişlik oluşup oluşmaması, oluştu ise bunun sizi görsel anlamda rahatsız edip etmeyeceği.
2 hafta sonra uzun yürüyüşler, 4 hafta sonra ağır spora başlanabilir. Ancak yüz bölgesine darbe alma ihtimalinizin olduğu bazı sporların 2 ay yapılmasını önermiyoruz.
Son şekli belirleyen en önemli nokta; şişliğin tamamen ortadan kalkmasıdır. İlk 2. haftadan sonra şişlikler, sosyal ortama rahatlıkla gireceğiniz kadar azalmış olsa da tam olarak şişliklerin ortadan kalktığı dönem 3. ay sonrasıdır.